REKABET HUKUKU VE HAKSIZ REKABET ÇERÇEVESİNDEN KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ FİYAT

Dr. Öğr. Üyesi Muzaffer Eroğlu

 

1. Kişiselleştirilmiş Fiyat

Kişiselleştirilmiş fiyat en temel haliyle teşebbüsler tarafından müşterilerden toplanan kişisel veriler kullanılarak çeşitli formüller ve algoritmalar ile aynı mal veya hizmetler için farklı müşterilerin ödemeye razı olduğu fiyatın tahmin edilmesi ve bu suretle müşterilere farklı fiyatlar uygulanması olarak tanımlanabilir[1]. Kişiselleştirilmiş fiyat aslında ticari hayatta her zaman var olan bir uygulamaydı fakat daha çok kişisel ilişkiler aracılığı ile yapılmaktaydı[2].  Kişiselleştirilmiş fiyat kullanımı teknolojinin gelişmesi ve verilerin analizinde yapay zekânın kullanımı ile birlikte önemli oranda artmış olup her geçen gün daha fazla uygulanması beklenmektedir. Bahsi geçen artıştaki en önemli etken, teşebbüslerin elektronik ticaret ve yapay zekâ alanlarındaki teknolojik gelişmelerden faydalanarak elde ettikleri büyük veriyi daha etkin biçimde kullanmaya başlamasıdır[3]. Nitekim teşebbüsler artık tüketicilerin yaş, cinsiyet, eğitim, bulunduğu coğrafi konum, gelir düzeyi, harcama alışkanlıkları, alışveriş geçmişi gibi her geçen gün artan ve derinleşen verilerini kullanılabilmekte ve çıkan sonuçlara göre müşterilerine farklı fiyatlar önerilebilmektedir. Kişiselleştirilmiş fiyat özellikle çevrimiçi satışlarda çok daha yoğun kullanıldığı için tartışmalarında genelde çevrimiçi satış yapan büyük platformların uygulamaları üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Bu aşamada dinamik fiyatlandırma ile kişiselleştirilmiş fiyatın farklı dolgular olduğunu belirtmek gerekir.[4] Dinamik fiyatlandırma ile kişilerin şahsi durumlarına göre değil ürüne olan talebin değişen koşullarına göre fiyatlama yapılması söz konusudur. Dolayısıyla dinamik fiyatlandırmada teşebbüsün kişilerin sübjektif durumlarından ziyade piyasadaki arz ve talep dengesi gibi objektif koşulları gözeterek farklı fiyatlar sunması söz konusudur[5]. Örneğin seyahat sitelerinde koltukların boşluk durumuna ve uçuş tarihinin yaklaşmasına göre fiyatın farklılaştırılması dinamik fiyatlandırmadır.

Kişiselleştirilmiş fiyatlama uygulamalarının yaygın kullanımı için henüz başlangıç noktasında olunduğu söylenebilir[6]. Diğer taraftan gelişen teknolojilerle birlikte kişiselleştirilmiş fiyatlama uygulamaları artmakta ve her geçen gün daha sofistike yapılara bürünmektedir[7]. Gelecekte ise kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının artması ve çok daha sık kullanılması beklenmektedir[8].

Kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının teknik anlamda işleyişe baktığımızda ilk önce teşebbüsler tarafından gerek pazara ilişkin gerekse müşteriye ilişkin yoğun bilgi toplandığını görmekteyiz[9]. Sonrasında bu bilgiler kullanılarak müşteriler genel gruplara ayrılmaya başlanır. Veri seti genişledikçe müşteriler yapay zekâ teknolojilerinden de faydalanılarak daha özellikli gruplara ayrılmaya başlanır. Hatta teknolojinin ilerlemesine göre her bir müşteri için ayrı bir veri seti dahi oluşturulabilir. Bu aşamada her geçen gün gruplandırma sayılarının arttığı ve böylece daha dar grupların ortaya çıktığı görülmektedir. Örneğin, gelir grupları 3 grup olarak değerlendirilirken çok daha alt gruba ayrılması söz konusu olmaktadır ya da bir şehirde yaşayanlar tek grupken şehrin ilçelerine, semtlerine ve mahallelerine göre ayrıma gidilebilmektedir. Tabii ki bu grupların kesişmesi ile çok daha dar alt gruplar oluşabilmektedir. İster genel gruplara yönelik olsun isterse daha spesifik alt gruplar ve hatta bireylere yönelik farklı fiyatlama yapılması sonucu kişiselleştirilmiş fiyat ortaya çıkmaktadır. Bu arada belirtelim ki teşebbüsler bu verileri sadece doğrudan fiyatlama yaparken değil her türlü koşulu sunarken kullanabilmektedir. Örneğin teşebbüsler farklı müşterilere farklı ürün gamları sunabilmektedir.

Tüketicilerin kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarına yönelik yaklaşımını inceleyen çalışmalar da yapılmış ve bu çalışmalar sonucunda oldukça farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır.[10] Öyle ki, müşterilerin kişiselleştirilmiş fiyatlamaya tamamen karşı olmadıkları tespit edilmiştir. Bununla birlikte tüketicilerin kişisel fiyatlama yapılırken kullanılan bazı yöntemlere karşı oldukları tespit edilmiştir. Örneğin tüketiciler, yapılan uygulamalarda gizli ayrımcılığa karşı olduklarını belirtiyor ve bu nedenle de yapılan ayrımcılıkta şeffaf olunması gerektiğine inanıyorlar. Diğer taraftan tüketiciler, kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarında özellikle kendilerinden izin alınması, aydınlatma yapılması gibi yollarla sürece dâhil edilirlerse bu tür uygulamalara karşı olmayacaklarını beyan etmiştir[11]. Bu çalışmalar tüketici faydası sağlanması açısından kişisel fiyatlamalara nasıl bir müdahale edilmesi gerektiği açısından da yol göstericidir.

Her ne kadar ilk bakışta kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının müşterileri sömürücü etkisi olduğu düşünülse de bu tür uygulamaların ekonomik etkileri tartışmalıdır. Kişiselleştirilmiş fiyat yapılmasındaki en önemli gaye teşebbüsün mümkün olan en fazla tüketicinin kendi ürünlerine yönelmesini sağlayarak kendi refahını artırmasıdır[12]. Bu nedenle kişiselleştirilmiş fiyatın en önemli faydası, ürüne olan talebi artırabilecek olmasıdır[13]. Nitekim kişilerin kendi durumlarına uygun fiyat teklifi onları ikna etmek için etkili olacaktır. Kişiselleştirilmiş fiyat yapabilen teşebbüsler bu yetkinliklerini piyasaya giriş için kullanabilir ve böylece piyasadaki rekabetin artmasına katkı sağlayabilirler.[14] Tüketicilerin gelir durumuna göre fiyat sunulmasının toplumsal menfaati artırıcı etkisi dahi olabilir[15]. Nitekim gelir durumu yüksek olan tüketicilerden edilen kârın gelir durumu düşük tüketicilere sunulacak fiyatlamalara yansıtılması önemli menfaatler sağlayabilir[16].

Kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının olumlu etkileri olabileceği gibi olumsuz etkileri de olabilir. Müşterilere özellikle kişiselleştirilmiş fiyat ve koşullar sunmak ayrımcı nitelikte veya aldatıcı bir uygulama olarak değerlendirilebilir[17]. Ayrıca kullanılan algoritmaların ve formüllerin şeffaf olmaması akılda soru işaretleri bırakacaktır[18]. Bu durum ise piyasaya olan güvenin sarsılmasına neden olabilir.[19] Bu noktada mevcut hukuk kurallarının uygulanması ve muhtemel düzenleyici müdahale ile oluşan olumsuzlukların giderilmesi gereklidir. Nitekim kişiselleştirilmiş fiyat kullanımına hukukun nasıl yaklaşması gerektiği son yıllarda yapılan önemli tartışmalardan biridir. Kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının sözleşme hukuku[20], tüketici hukuku, insan hakları hukuku ve verilerin korunması hukuku[21] gibi hukukun pek çok alanında tartışma yaratacağını düşünmekle birlikte[22] bu makalede rekabet hukuku ve haksız rekabet hukuku açısından sonuçları değerlendirilecektir.

2. Kişiselleştirilmiş Fiyata Hukukun Yaklaşımı

Faydalı ve zararlı özelliklerinin birlikte var olması ihtimali göz önüne alındığında kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarını doğrudan yasaklamak hukuk tekniği açısından uygun değildir. Nitekim tamamen yasaklayıcı bir yaklaşım teşebbüsler ve tüketicilerin zararına sonuçlar doğurabilir. Bir davranışın doğrudan yasaklanmasının hukuk politikası açısından zararlı sonuçlar doğuracağı durumlarda davranışın görünümlerine göre etki analizi yapılarak zararlı olan uygulama şekillerinin giderilmesi temel gaye olmalıdır.[23] Bu nedenle de kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının tüketicinin menfaatleri açısından etkisine bakıldıktan sonra uygulamaya yönelik müdahaleler yapılmalıdır. İşte burada kişiselleştirilmiş fiyatın ayrımcı etki doğurup doğurmadığı, aldatıcı olup olmadığı, fiyatın fahiş veya yıkıcı olarak değerlendirip değerlendirilemeyeceği gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Yine davranış ile eşit durumdaki müşterilere eşit koşullar sunulup sunmadığı, davranışın genel bir uygulama olup olmadığı, rekabetçi yapıya ilişkin sorunlar yaratıp yaratmadığı hususlarında alternatif senaryolar da düşünülerek ekonomik analizler yapılmalıdır. Sonuçta tüketici zararı oluştuğu düşünülüyorsa hukuki araçlar kullanılarak davranışa müdahale edilmelidir.

A. Rekabet Hukuku Perspektifinden Kişiselleştirilmiş Fiyat

Rekabet hukuku uyarınca teşebbüslerin rekabete aykırı davranışlardan kaçınmaları gerekmektedir. Teşebbüslerin fiyatlamaları birçok açıdan rekabete aykırı sonuç doğurabilecek olmak ile birlikte teşebbüslerin tek taraflı davranışları ancak hâkim durumun kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilebilecektir[24]. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (RKHK) 6. maddesinin uygulanabilmesi için teşebbüsün hâkim durumda olması gerekir. 6. maddenin uygulaması gerek AB uygulaması ve gerekse Türkiye uygulamasında içtihat hukuku ile gerçekleşmiştir. Dolayısıyla hakim durumun kötüye kullanılması teşkil eden davranışlar yalnızca ilgili kanunda sayılanlarla sınırlı olmayıp, davranışın kötüye kullanma olup olmadığı her olayda ayrıca değerlendirilmektedir.  Ancak uygulamada kötüye kullanma davranışları sömürücü davranışlar, dışlayıcı davranışlar ve ayrımcı davranışlar olarak üçe ayrılmaktadır.

Kişiselleştirilmiş fiyatın ayrımcı uygulama kapsamında değerlendirilmesi ilk akla gelen ihlal türü olacaktır.  Hakim durumdaki teşebbüs aynı durumdaki kişilere farklı fiyatlar uyguluyorsa bu davranış ayrımcı olarak değerlendirilebilecektir. Ancak rekabet otoriteleri tarafından kişiselleştirilmiş fiyata ilişkin bu yönde bir tartışma henüz yapılmamıştır. Bunun nedeni muhtemelen kişiselleştirilmiş fiyatta tüketicilerin aynı durumda olmadıkları kanaatidir. Ayrıca ayrımcılık genelde teşebbüslere yönelik olunca rekabet hukuku kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak ileride kişiselleştirmenin çok ileriye gittiği ve ayrımcı davranışın haklı gerekçelerinin olmadığı durumlarda rekabete aykırılık tartışmalarının başlayacağını düşünüyorum.

Bir fiyatlama uygulaması mal ve hizmetin ekonomik bedelini çok aşıyorsa RKHK’nın 6. maddesi kapsamında sömürücü kötüye kullanmanın varlığı tartışılabilecektir. Nitekim uygulamada sömürücü kötüye kullanma genel olarak aşırı fiyat uygulanması şeklinde kendini göstermektedir. Bu durumda teşebbüslerin uygulayacakları kişiselleştirilmiş fiyatların bazı tüketiciler açısından aşırı olduğu iddiası ile bu madde kapsamına gireceği tartışılabilecektir. Kişiselleştirilmiş fiyat ile temel hedef tüketicilerden maksimum geliri elde etmek ise yine bu tür uygulamalar sömürücü uygulamalar kapsamında değerlendirilebilecektir.

Kişiselleştirilmiş fiyat uygulamaları ile hakim durumdaki bir teşebbüs kendi ticari faydasını gözetmek yerine rakibin pazara girmesini engellemeyi asıl hedef olarak alıyorsa davranışın dışlayıcı nitelikte olduğu değerlendirilebilir. Örneğin kişiselleştirilmiş fiyatlar sunarak aslında daha fazla müşteri kazanmak veya kar etmek gayesi ile hareket etmeden sadece rakibe gidecek müşterileri engelleme amacı ile ayrımcı veya yıkıcı fiyatlama yapılması durumunda dışlayıcı uygulamanın varlığı tartışılabilecektir. 

Görüldüğü gibi kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının rekabet hukuku kapsamında değerlendirilmesi oldukça yenidir[25]. Fakat bu tartışmaların çok daha başında olduğumuzu ve bu nedenle de kısa zamanda çok artacağını düşünüyorum. Bununla birlikte rekabet hukukunun uygulaması ancak belirli koşullarda mümkün olduğu için kişiselleştirilmiş fiyata ilişkin sorunları giderecek araçların sınırlı kalacağını da hatırlatmakta fayda vardır[26]

B. Haksız Rekabet Açısından Değerlendirme

Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında düzenlenen haksız rekabet hükümleri ile bütün katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması hedeflenmiştir. TTK 55. maddede bazı haksız rekabet halleri sayılmıştır. Bu hallerde doğrudan kişiselleştirilmiş fiyat sayılmasa da teşebbüslerin fiyatlamaları ile haksız rekabet teşkil edecek davranışlarda bulunabileceği düzenlenmiştir. Örnek birkaç hüküm verebiliriz.  TTK 55(1) a-2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,

TTK 55(1) a-5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,

TTK 55(1) a-6. Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,

Teşebbüslerin uygulayacakları kişiselleştirilmiş fiyatların TTK 54 ve devamındaki haksız rekabet hükümleri açısından da değerlendirilmesi gerekecektir. Nitekim her bir davranışın görünüm şekline göre TTK kapsamında haksız rekabet hükümleri açısından tartışılabileceği göz önüne alınmalıdır. Kanaatimce kişiselleştirilmiş fiyatın farklı görünümlerinin haksız rekabet şeklinde yorumlanması gerektiği yönünde tartışmalar da yakında başlayacak ve uygulama yargı kararları çerçevesinde şekillenecektir.

C. Haksız Ticari Uygulamalar Kapsamında Kişiselleştirilmiş Fiyat

Kişiselleştirilmiş fiyatın zararlı yönlerinin de olduğunun ortaya çıkması ile birlikte tüketicilerin korunması kapsamında düzenleme tartışmaları da belirmeye başladı. Nitekim, zayıf tarafların var olduğu senaryolarda düzenleme tartışmalarının başlaması da kaçınılmaz olacaktır. Aslında uygulamaya ilişkin ilk düzenlemeler tüketicinin korunması alanında yoğunlaşmıştır[27]. Düzenleme teorisinde ekonomik etkilerinin karmaşık olduğu ve uygulamasının henüz tam yerleşmediği durumlarda yasaklamak yerine aydınlatma gibi yükümlülükler getirilmesi daha çok tercih edilen yöntemdir. 

İşte Türkiye’de AB’de 2019 yılındaki düzenlemeleri de takip ederek 1 Şubat 2022 tarihinde çıkarılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik[28]  ile haksız ticari uygulamaların kapsamına kişiselleştirilmiş fiyat uygulamaları da dâhil edilmiştir. Yönetmelik 1 Mart itibari ile yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 13’üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “(10) Bir mal veya hizmete ilişkin olarak tüketicinin satın alma davranışı ve diğer kişisel verileri analiz edilerek sunulan fiyatın kişiselleştirilmiş fiyat olduğu kabul edilir. Tüketiciye bu şekilde bir fiyat sunulması durumunda, bu hususa ilişkin bilgi ile o mal veya hizmet ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcı tarafından belirlenen güncel satış fiyatına ve kişiselleştirilmiş fiyata aynı alanda yer verilir.”

Anılan yönetmelik kişiselleştirilmiş fiyatı en genel hali ile tanımlamış ve mal ve hizmet sunanlara tüketiciyi aydınlatma yükümü getirilmiştir. Görüldüğü gibi yasaklayıcı bir hüküm öngörülmemiş fakat tercih tüketiciye bırakılacak şekilde bazı hususlarda aydınlatma yükümü getirilmiştir.  Mal ve hizmet sağlayanlar, bu hükme aykırı davranmaları durumunda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca öngörülmüş yaptırımlara maruz kalacaklardır. Fakat bu düzenlemenin bir başlangıç olacağını ve çok daha detaylı düzenlemelerin geleceğini düşünüyorum. Nitekim çalışmalar tüketiciyi aydınlatmanın her zaman faydalı sonuçlar doğurmayacağına da işaret etmektedir[29].

3. Kişiselleştirilmiş Fiyat ve Hukukun Gelecekteki Yaklaşımı

Kişiselleştirilmiş fiyat ile ilgili tartışmaların çok başında olduğumuzu ve uygulamanın kaçınılmaz olarak kullanımının artacağını ve ileride çok daha derin tartışmalara konu olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle de hukukun birçok alanını etkileyecek tartışmaların yaratacağı çığ etkisini de öngörerek henüz yolun çok başında olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle dijital piyasalarda kişiselleştirilmiş fiyat uygulamalarının hukukun pek çok alnında tartışma yaratacağı için yaptırım ve düzenleme tartışmalarının yoğunlaşmasına sebep olabileceğini düşünüyorum.

Bir iktisadi davranış regülasyona konu olduktan sonra o davranışa ilişkin düzenlemeleri ortadan kaldırmak pek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle de kişiselleştirilmiş fiyata ilişkin olarak birçok alanda regülasyon tartışmasının devam edeceğini öngörebiliriz. Bu durumda ekonomik regülasyon açısından tüketicilerin verilerinin toplanması ve işlenmesi, kişiselleştirilmiş fiyat kullanılmasının şeffaflaştırılması ve tüketiciyi aydınlatma, sunulacak fiyatın oluşmasındaki genel çerçeveye, tüketicinin sürece dahil edilmesi, uygulanan formüllere ilişkin tüketiciyi aydınlatma gibi temel yükümlülükler getirilmesinin söz konusu olacağını düşünüyorum. Bununla birlikte özellikle bazı sektörlerde spesifik düzenlemelerin de yapılması söz konusu olacaktır. Örneğin çevrimiçi satış yapan platformlar ve diğer büyük teşebbüslere yönelik özel düzenleyici hükümler getirilebilir. Bununla birlikte elektronik haberleşme, bankacılık ve enerji gibi düzenlenmiş piyasalar açısından da gerektiğinde özel düzenleme yapılması beklenebilir. Bu düzenlemeler kişisel fiyatlamanın olumlu etkileri de olabileceği gerçeği dikkate alınarak olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik olacaktır.

Düzenlemelerin uygulama alanları dışındaki durumlarda ise genel hükümlere gidilmesi gerekeceği için kişiselleştirilmiş fiyatın yeni çıkacak uygulama şekillerinin TTK’nın haksız rekabet hükümleri altında değerlendirilmesi söz konusu olabilir. Bununla birlikte özellikle hakim durumdaki teşebbüsün yapacağı kişiselleştirilmiş fiyat uygulamaları ile başlayacak rekabet hukuku tartışmalarının ayrımcılık, sömürücü fiyat, dışlayıcı uygulamalar ekseninde rekabet otoritelerinin önüne geleceğini düşünüyorum.

Dijital teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte her geçen gün artan kişisel verilerin yaratıcı kullanımı sonucunda ortaya çıkmaya başlayan kişiselleştirilmiş fiyata ilişkin tartışmaların daha başında olduğumuzu ve önümüzdeki yıllarda da hukukun kişiselleştirilmiş fiyatlamaya nasıl uygulanması gerektiği tartışmalarını sıklıkla görmeye devam edeceğimizi düşünüyorum.

 

Dipnotlar

[1] https://www.oecd.org/competition/personalised-pricing-in-the-digital-era.htm (OECD 2018) Rekabet Terimleri Sözlüğü Tanımı: Teşebbüslerin, tüketicilerin rızasıyla veya başka yollarla elde ettikleri tüketici verilerini kullanarak, her tüketicinin ya da tüketici grubunun ödemeye razı olduğu azami fiyatı tespit etmesi ve böylece her bir tüketiciye ya da tüketici grubuna özel farklı fiyat uygulamasıdır. <https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Yayinlar/rekabet-terimleri-sozlugu/terimler-listesi?icerik=9e670d6f-58b7-4cc6-a7b7-4b1d9a0b0aa8> Benzer tanımlar için bakınız: Office of Fair Trading (2013), ‘Personalised Pricing – Increasing Transparency to Improve Trust’, p.15.

[2] Cihan Doğan, ‘Rekabet Hukuku ve İktisadı Perspektifinden Kişisel Fiyatlandırma, Uygulamalı Rekabet Hukuku Seminerleri 2020 (editörler: Kerem Cem Sanlı, Dilan Alma), İstanbul 2021. s. 600

[3] OECD 2018

[4] Cihan Doğan s. 605

[5] Guidance on the interpretation and application of Directive 2005/29/EC of the European Parliament and of the Council concerning unfair business-to-consumer commercial practices in the internal market  (2021/C 526/01) s. 101

[6] European Commission, Consumer market study on online market segmentation through personalised pricing/offers in the European Union (EAHC/2013/CP/04)

[7] https://www.euroconsumers.org/activities/unfair-personalised-pricing-tinder

[8]https://ec.europa.eu/info/publications/consumer-market-study-online-market-segmentation-through-personalised-pricing-offers-european-union_en

[9] Townley, Christopher and Morrison, Eric and Yeung, Karen, Big Data and Personalised Price Discrimination in EU Competition Law (October 6, 2017) https://ssrn.com/abstract=3048688

[10] OECD 2018

[11] OECD 2018

[12] Cihan Doğan, s. 601

[13] OECD 2018

[14]https://www.gov.uk/government/consultations/algorithms-competition-and-consumer-harm-call-for-information/algorithms-how-they-can-reduce-competition-and-harm-consumers

[15] https://one.oecd.org/document/DAF/COMP/WD(2018)123/en/pdf  

[16] OECD 2018

[17] OECD 2018

[18] OECD 2018

[19]https://www.gov.uk/government/consultations/algorithms-competition-and-consumer-harm-call-for-information/algorithms-how-they-can-reduce-competition-and-harm-consumers

[20] Tycho de Graaf, ‘Consequences of Nullifying an Agreement on Account of Personalised Pricing’ (2019) 8.5 Journal of European Consumer and Market Law 184. 

[21] Poort, Joost and Zuiderveen Borgesius, Frederik, Personalised Pricing: The Demise of the Fixed Price? (February 25, 2021). Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=3792842

[22] (2021/C 526/01) s. 102

[23] OECD, 2018

[24] Inge Graef, ‘Algorithms and Fairness: What Role for Competition Law in Targeting Price Discrimination Towards End Consumers?’ (2018) 24(3) Columbia Journal of European Law 541. 

[25] OECD 2018

[26] Townley, Morrison, Yeung, s. 8

[27] OECD 2018

[28] Resmi Gazete 1 Şubat 2022 Salı Sayı 31737

[29]https://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/the-effects-of-online-disclosure-about-personalised-pricing-on-consumers_1ce1de63-en

 

Paylaş