-->

Dijital Kişilik ve Dijital Ölüm: Güncel Gelişmeler Işığında Post Mortem Korumanın Sınırları Hakkında Bir Değerlendirme

Esra Bahar Kaya*

 

Giriş

 

“Siber Dünya” kavramına literatürde ilk kez William Gibson’ın “Neuromancer” adlı bilim kurgu romanında rastlanmaktadır. Gibson, eserindeki kurgu evrende siber dünyayı “her gün her milletten milyarlarca meşru kullanıcının tecrübe ettiği, karşılıklı mutabakata dayalı bir halüsinasyon” olarak tanımlamıştır[1]. Günümüzde ortalama bir insanın dijital varlığı, bu tahayyülü aratmamaktadır. Teknoloji, bireylere ölümden sonra bile varlıklarını ve kimliklerini devam ettirebilmeleri için yıllar evvel hayal edebileceğimizin ötesinde imkanlar sunmaktadır. Kişiler ölümlüdür, ancak dijital dünyadaki pasif varlığımız ölümsüzleşmiştir. Dahası, gün geçtikçe kişinin varlığını dijital dünyaya aktarmasına yönelik yöntemler kadar imkanlar da artmaktadır. Kişiler hem hayatlarını, tecrübelerini, malvarlıklarını dijital ortamlara aktarabilmekte hem de bunları kolayca erişilebilir büyük dijital depolama alanlarında saklayabilmektedir[2]. Hukukçular yıllardır ölümden sonra kişisel verilerin durumu, kişinin dijital platformlardaki üyeliklerinin, dijital malvarlıklarının akıbeti ve mirasa konu olabilmesi gibi temalar üzerinde tartışmakta ve fikir üretmektedir. Tartışmalar bilhassa kişilerin sosyal medya hesapları, kripto varlıkları, bulut bilişim sistemlerinde depoladıkları veriler dikkate alındığında son yıllarda hız ve yeni bir boyut kazanmıştır. Çalışmamızda farklı yasama ve yargı çevrelerindeki gelişmeler dikkate alınarak kişilik hakkının ölümden sonra korunması hakkındaki güncel durumun değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

        1. Yasama İnisiyatiflerinin Değerlendirilmesi

 

Kişilik hakkının dijital alanda korunmasına ilişkin güncel bir kanunlaştırma denemesine İsviçre’de rastlamak mümkündür. Ekim 2022’de dijital bütünlük (digitaler Integrität/Unversehrtheit)” kavramının İsviçre Federal Anayasasına eklenmesi önerilmiştir[3]. İlgili öneriyle birlikte dijital bütünlüğün ne zaman başlayacağı ve ne zaman biteceği gibi konular tartışılmaya başlanmıştır. Zira günümüzde kişinin doğumundan önce bile dijital alanda var olabileceği ve dijital ölümün neredeyse imkânsız olduğu göz önünde tutulduğunda bu maddenin uygulama alanının tartışılması kaçınılmazdır. İlgili anayasal inisiyatife çeşitli eleştiriler de yöneltilmiştir. Anayasanın mevcut maddelerinin kişiyi hem fiziksel hem de dijital ortamda koruduğu, ilgili değişikliğin sembolik olduğu, amaçlanana anayasal boyutta değil ancak veri korumasına ilişkin mevcut regülasyonların sistematik ve istikrarlı olarak tatbikini sağlamakla ulaşılabileceği ileri sürülmüştür[4]. Bunun karşısında kişisel veri hukukunun kişiselleştirilmiş reklamlar, algoritmik haber akışı ve spesifik öne çıkarılması yoluyla kişilerin seçim ve davranışlarının etkilenmesi gibi meselelerde yetersiz kaldığı gibi argümanlarla anayasal bir inisiyatifin gerekliliği vurgulanmıştır[5].

Ölümden sonra kişilik hakkının korunmasının bir görünümü de post mortem kişisel veri korumasıdır. Ülkemizde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gerçek kişilerle sınırlı bir koruma öngörmüştür. Ölü kişilerin verilerine yakınlarının erişim talebi hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 18/09/2019 Tarihli ve 2019/273 Sayılı kararında da “talep edilen kişisel verilerin talep eden gerçek kişiye ilişkin olmaması ve ölmüş kişiye ait olması sebebiyle talebin, Kanunun 11. maddesi kapsamında bir talep olarak değerlendirilmeyeceği, kanısına varıldığı” görülmektedir[6]. Her ne kadar Türk Hukukunda bir yansıması bulunmasa da post mortem korunmanın kanun çalışmalarına yansıdığı bir örnek grubuna, Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün (GDPR) çerçevesinde rastlamak mümkündür. GDPR’ın gerekçesinin 27. maddesinde (Recital 27) yer alan düzenleme uyarınca “Bu Tüzük vefat eden kişilerin kişisel verilerine uygulanmaz. Üye Devletler, vefat eden kişilerin kişisel verilerinin işlenmesine ilişkin kurallar öngörebilirler.”[7]. GDPR’ın öngördüğü post mortem veri koruma düzenlemesi opsiyonu kimi ülkeler tarafından dikkate alınarak iç hukuka aktarılmıştır[8]. Ancak birçok diğer üye ülke bu konuda inisiyatif almaktan ve konuyu iç hukuklarına aktarmaktan geri durmuştur. Bu kapsamda kimi ülkelerin iç hukuklarında kişisel verileri ölümden sonra belirli bir süre koruma yönünde düzenleme yaptığı görülmüştür. Örneğin Danimarka’da kanunun uygulama alanı altında veri koruma hükümlerinin ölümden sonra 10 yıl boyunca uygulanacağını düzenlemiştir[9]. Kimi ülkeler ise rıza bazlı düzenlemelere yer vermiştir. Örneğin Estonya hukukunda veri işlemeye yönelik rızanın ölümden sonra 10 yıl boyunca geçerli olacağı, belirli koşullar altında ise mirasçılarının rızası ile işlenebileceği düzenlenmiştir[10]. Kimi ülkeler, ölenlerin yakınlarına konuya ilişkin doğrudan hak ihdas etmiştir. Örneğin Bulgaristan, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu m. 25f(2) kapsamında ölen kişinin mirasçıları ve ilgililerin ölen kişinin kişisel verilerine erişmesi yönünde başvuru yapılmasına imkan tanımıştır[11]. İspanya, konuyu unutulma hakkı çerçevesinde ele almış ve ilgili yerel mevzuatın 3. maddesinde belirli sınırlamalarla (örneğin ölenin aksi yönde bir rızasının bulunmaması koşuluyla) ölenin yakınlarının verilerine erişme ve verilerini düzeltme/silme yönünde başvuruda bulunabileceğini düzenlemiştir[12].

Avrupa birliği düzleminde post mortem kişilik hakkı korumasına ilişkin herhangi bir çerçeve düzenlemeye mevcut olmasa da 2022 yılında yayınlanan “European Declaration on Digital Rights and Principles for the Digital Decade” başlıklı deklarasyonda “Herkes kendi dijital mirasına ve ölümünden sonra kendisi hakkındaki mevcut bulunan kamuya açık verilerin akıbetinin ne olacağına karar verebilmelidir.”[13] ifadesine yer verildiği görülmektedir. Bu, her ne kadar hukuken bağlayıcı ve icra edilebilir bir metin olmasa da Avrupa Birliği’nin konuya ilişkin politik tutumu ve konunun önemi hakkında yol gösterici niteliktedir[14].

        2. Yargı Alanındaki Gelişmeler

 

Alman Federal Mahkemesi’nin 2018 tarihli Facebook kararı[15], dijital mirasa ilişkin mihenk taşı niteliğinde bir karardır. İlgili karara konu olan olayda erken yaşta kaybedilen bir gencin ailesi, gencin ölümünü araştırmak amacıyla sosyal medya hesaplarına erişim hakkı talep etmiştir. Facebook’un Telekomünikasyonun gizliliğini ve kullanıcı sözleşmesinin şartlarını ileri sürerek bunun mümkün olmadığını ifade etmesi üzerine mesele yargı mercilerinin önüne taşınmıştır. Alt mahkeme, telekomünikasyonun gizliliğini ileri sürerek erişim talebini reddetse de Alman Federal Mahkemesi erişimin sağlanması yönünde karar vermiştir. Mahkeme kullanım sözleşmesinin mirasçılara geçeceğini ileri sürmüş, ilgili platformlarda yer alan mesajlara ilişkin telekomünikasyonun gizliliği yönündeki argümanlara karşı ise Alman Medeni Kanunu’nda yer alan, ölen kişinin mektupları ve günlükleri dahil olmak üzere yazılı kişisel evraklarının ve aile fotoğraflarının mirasçılara geçebileceğini düzenleyen maddelere[16] referans vererek gerekçe kurmuştur.

Benzer bir mesele ülkemizde 13.11.2020 tarihinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin önüne taşınmıştır. Olayda mirasçılar, içinde e-ticaret hesabının, hediye çeklerinin ve fotoğraflarının bulunduğu murise ait cep telefonunun bulut hesabına erişim için telefon üreticisi ve bulut hizmeti sağlayıcısı olan Apple Teknoloji ve Satış Ltd.’ye başvurmuştur. Talebin reddedilmesi üzerine terekenin tespiti talebiyle açılan davada yerel mahkeme murisin özel hayatının gizliliğini ileri sürerek bulut hesabına erişimin tereke tespitine konu edilemeyeceğine karar vermiştir. İstinaf mahkemesi ise “murisin e-posta hesabı ve buna bağlı olarak kullanılan sosyal medya hesapları, dijital cüzdan hesapları vb maddi değer ifade eden ve TMK’nun 599. Maddesi kapsamında terekesine dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital malvarlığının da tespitinin gerekeceğine” karar vermiştir. İlgili kararın gerekçesi evvela konuya ilişkin bir yasal düzenlemenin bulunmadığı ve dolayısıyla bir kanun boşluğu bulunduğu yönündedir[17]. Türk Medeni Kanunu madde 599/II kapsamında mirasçıların, mirasbırakanın aynî hakları de alacaklarının yanında dijital malvarlığını da kapsayabilecek biçimde diğer malvarlığı haklarını doğrudan doğruya kazanacağı düzenlenmiştir. Kanunda konuyu düzenleyen bir maddenin mevcudiyetine rağmen “gerçek (praeter legem) boşluk” olduğu yönündeki değerlendirme isabetsizdir[18]. Ayrıca istinaf mahkemesi kararında “dijital malvarlığının terekeye dahil olması gerektiği”ni ifade etmiştir. Ne var ki dijital malvarlığını tek biçimde tecelli eden, genel bir kavram olarak ele almak hatalıdır. Şayet ilgili malvarlığına erişim mirasçıların mirasbırakanın hayatına kurduğu sözleşmeye taraf olması yoluyla gerçekleşecekse, somut olay özelinde sözleşmenin mevcut hukuk kuralları çerçevesinde mirasçılara geçmeye elverişli olup olmadığı incelenmelidir. TMK m. 599 uyarınca mirasçılar mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak kazanırlar. Buna devri mümkün olan, yani tarafların kişisel niteliklerinin önemli olmadığı sözleşmeler de dahildir[19]. Örneğin kast edilen dijital malvarlığı kripto varlık ise, ilgili varlığın ne şekilde muhafaza edildiği dikkate alınmalıdır. Kripto paraya erişim için gereken “private key” bir bilgisayar dosyasında, bir USB bellekte yahut bir kâğıt parçasına yazılmak suretiyle bile bir maddi bir varlıkla birlikte mevcutsa külli halefiyet prensibi ile mirasçılara geçecektir. Ancak kripto varlık bulut sistemi yahut online portföyler aracılığıyla korunduğu takdirde yine mirasçıların murisin sözleşmesine taraf olabilmesine ilişkin bir değerlendirmenin yapılması gerekecektir.

Yukarıda bahsi geçen kararların iki temel çatışma noktası bulunmaktadır. İlki, Alman hukukunda ilgili karar eleştirilirken sıklıkla gündeme gelen, üçüncü kişilerin yazışmalarının gizliliğinin ihlal edilmesi meselesidir[20]. İkincisi ise mirasçıların menfaati ile ölenin özel hayatının gizliliği arasındaki çekişmedir[21]. Zira ilgili erişim kararlarının, ölen kişinin “post mortem gizlilik hakkı”nın da ihlali niteliğinde olabileceği gözden kaçmamalıdır. Post mortem gizlilik hakkı, kişinin ölümünden sonra itibarı, şerefi ve onuru, sırları ve hatırasının korunması ve kontrolü üzerindeki kişilik hakkı olarak tanımlanabilir[22]. Açıkça terminolojik ve kategorik olarak tanınmasa da Kıta Avrupası hukukunda kişilik hakkının ölümden sonra saldırılara karşı korunmasına ilişkin uygulama örneklerine rastlamak mümkündür. Bu mesele bilhassa kişinin hatırasının korunması, ölüden organ ve doku alınması gibi temalar üzerinde tartışılmıştır. Örneğin ölen bir kişinin kötücül biçimde portre edildiği bir edebi esere ilişkin Mephisto kararında[23] Alman Federal Mahkemesi kişilik haklarının dokunulmazlığının kişi hayatta iken tam anlamıyla yaşanabilmesi ve anlam kazanabilmesi için, kişinin o öldükten sonra da kendi onuruna karşı yapılacak saldırılara karşı korunacağı inancını taşıyabilmesi ile mümkün olacağını ifade etmiştir[24]. Post mortem gizlilik hakkının korunmasının önemi günümüzde “üretken yapay zekâ” yazılımlarının kişilerin görüntü ve seslerini yeniden üretmedeki başarısı göz önünde tutularak tekrar düşünülmelidir.

Ölenin sosyal medya hesaplarına erişime ilişkin yargı kararları değerlendirilirken mirasçıların talepleri ile ölenin ve üçüncü kişilerin menfaatleri arasında hassas bir denge kurulmaya çalışılmaktadır. Bu denge kurulurken zamanın ruhunu yakalamak uğruna mevcut hukuk sisteminde yer alan normlar göz ardı edilmemeli, öte yandan teknolojinin geldiği nokta itibariyle ortaya çıkan koruma ihtiyaçlar, hukuk güvenliğini sarsmamak kaydıyla mevcut mevzuatın elverdiği ölçüde karşılanmalıdır.

 

        3. Sonuç Yerine: Dijital Kişilik ve Dijital Mirasa ilişkin Normatif Düzenleme İhtiyacının Değerlendirilmesi

 

 

Mevcut hukuk kuralları, yeni gelişen teknolojik ve sosyal ihtiyaçları bütüncül olarak karşılamak bakımından yetersizdir. Ne var ki bununla birlikte GDPR’ın iç hukuka aktarılması örneğinde yahut Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararında gözlemlenebileceği üzere mevcut mevzuatın sunduğu çözüm olanaklarından yasama ve yargı mercileri yeterli biçimde istifade etmemektedir. Konunun hassasiyeti göz önünde bulundurularak tek boyutlu bir reformdan kaçınılması gerekir, muhtemel yasama faaliyetleri dijital kişilik ve dijital mirasa ilişkin düzenleme ihtiyacını miras hukuku, eşya hukuku, kişilik hakkının korunması ve kişisel verilerin korunması veçheleriyle bütüncül olarak ele almalıdır. Ancak öte yandan dijitalleşmeye uyumu hedefleyen normatif düzenlemeler, teknolojinin gelişme hızı göz önünde tutulduğunda yürürlüğe bile girmeden eskime riskiyle karşı karşıyadır. Bu vesileyle kişilerin dijital ortamdaki varlıkları hakkında bilinçlenmesinin öneminin tekrar vurgulanmalıdır. Şayet mevcut hukuk düzeninde yer alan mekanizmalar, kişilerce hayatlarında doğru ve bilinçli kullanılırsa kimi sorunların önüne geçilmesi mümkün olabilir. Bu mekanizmalardan biri de kişinin özel ilişkilerini yaşamında düzenlemesi, yani ölüme bağlı tasarruflardır. Mevcut hukuki korumalar, sosyal medya okur yazarlığı ve dijital kişilik algısı yerleşmiş bilinçli bireylerin ellerinde hızlı gelişen teknolojinin yarattığı uygulama boşluğunu kapatmaya yetebilecek, yetmediği takdirde ise de faydalı olabilecek niteliktedir. Lawrance Lessig, “Code and Other Laws of Cyberspace” adlı eserinde siber dünyada yaşanılan dönüşüme yanıt verebilmek, kaybettiğimiz değerleri geri kazanmak için Kodlama, Piyasa, Hukuk ve Sosyal Normlar olmak üzere dört düzenleyici yöntemden bahseder[25]. Bu bağlamda bireysel kullanıcıların ölümleri halinde verilerine ne olacağına karar verme konusundaki çıkarlarının tanınması ve irade özerkliğinin ölüme bağlı tasarruf gibi geleneksel yöntemlere karşılık gelen teknolojik usullerle[26] korunması gerekir[27]. Ölenin yaşamında dijital varlığını düzenlemesi; hatırasının rızasına uygun biçimde korunmasına yardımcı olacağı, mirasçılarına kolaylık sağlayacağı gibi yargı yoluyla rızası hilafına uygulamalardan kaçınılmasını da sağlayacaktır.

 

Dipnotlar

[*] 122K868 numaralı TÜBİTAK projesi doktora bursiyeri. Bu çalışma, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından 122K868 Numaralı proje ile desteklenmiştir. Projeye verdiği destekten ötürü TÜBİTAK’a teşekkürlerimizi sunarız.

[1] “Cyberspace. A consensual hallucination experienced daily by billions of legitimate operators, in every nation.”, William Gibson, ”Neuromancer”, Ace Books, 1984

[2] 2000 yılında Microsoft tarafından dijital ölümsüzlüğe ilişkin yapılan bir çalışmada ortalama bir kişinin hayat tecrübesinin ömür boyu depolanması için gereken teknik depolama alanı hesaplanmıştır. Çalışma 5-10 yıl içerisinde bireylerin birkaç yüz dolar karşılığında alabileceği terabytelarla ölçülen depolama alanlarıyla kişilerin elde ettiği medya açısından ölümsüz olabileceğini ifade etmiştir. Gordon Bell/Jim Gray, “Digital Immortality”, Technical Report MSR-TR-2000-101, Microsoft Research, October 2000, s. 3

[3] https://www.parlament.ch/de/ratsbetrieb/suche-curia-vista/geschaeft?AffairId=20220479

[4] https://www.inside-it.ch/recht-auf-digitale-integritaet-soll-schweizer-grundrecht-werden-20221013

[5] https://www.digitale-gesellschaft.ch/2023/04/27/das-recht-auf-digitale-unversehrtheit-in-die-verfassung-aufzunehmen-parlamentarischen-initiative/

[6] https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/6710/2019-273

[7] Türkçe metin için: https://www.ab.gov.tr/siteimages/resimler/Nihai-ABB-HCDB-GDPR.pdf

[8]  Ondrej Hamuľák/Hovsep Kocharyan/Tanel Kerikmäe, "The Contemporary Issues Of Post-Mortem Personal Data Protection in the EU after GDPR Entering into Force", Czech Yearbook of Public and Private International Law, 2020, Vol. 11, (225-238), s. 230.

[9] Danimarka Veri Koruma Kanunu için bkz. https://www.datatilsynet.dk/media/7753/danish-data-protection-act.pdf

[10] Estonya Veri Koruma Kanunu için bkz. https://www.riigiteataja.ee/en/eli/523012019001/consolide

[11] Bulgaristan Veri Koruma Kanunu için bkz. https://cpdp.bg/en/personal-data-protection-act/ .

[12]  İspanya Veri Koruma Kanunu için bkz. https://www.boe.es/buscar/act.php?id=BOE-A-2018-16673

[13] European Declaration on Digital Rights and Principles for the Digital Decade (2023/C 23/01): https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=OJ%3AJOC_2023_023_R_0001

[14] Edina Harbinja/Lilian Edwards/Marisa McVey, "Governing Ghostbots", Computer Law & Security Review Volume 48, April 2023, s. 12.

[15]  BGH III ZR 183/17, , NJW 2018; kararın detaylı incelemesi için bkz. Çiğdem İleri, “Dijital Miras - Alman Federal Mahkemesi’nin “Facebook” Kararı Üzerine Bir İnceleme”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Y. 2020 S. 146, (123 – 152)

[16] BGB § 2047(2), 2373

[17] Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. H.D. E. 2020/1149, K. 2020/905, T. 13. 11.2020

[18] Gizem Sayın, “13.11.2020 tarihli Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Dijital Miras Kavramı”, KHAS Hukuk Bülteni, 19.02.2021, (https://hukukbulteni.khas.edu.tr/bulten/33)

[19] Nurten İnce Akman, “Mirasbırakanın Dijital Bilgilerinin Mirasçılara Geçişi (Dijital Tereke), INUHFD, Yıl 2018, Cilt: 9 Sayı: 2, (527 – 560), s. 532-533.

[20] MüKoBGB/Leipold, 9. Aufl. 2022, BGB § 1922 Rn. 31

[21] Bu çekişme, Prof. Dr. Rona Serozan tarafından başka bir veçhesiyle şu şekilde aktarılmıştır: “Miras hukukuna damgasını basan temel çelişki, yani aile mülkiyetinin korunması menfaati ile miras bırakanın özel bireysel mülkiyetinin ve ölüme bağlı tasarrufların serbestisinin korunması menfaati arasındaki bitmez tükenmez tarihsel çatışma, köklü bir toplum tarihi ve aile sosyolojisi birikimi ile donanımı olmadan ne kavranabilir ne anlatılabilir.” bkz. Rona Serozan, Değişen Toplumun Değişen Miras Hukuku, Prof. Dr. Hasan Erman’a Armağan, İstanbul, Der Yayınları, 2015, (783-792), s. 785.

[22] Lilian Edwards/Edina Harbinja, „Protecting Post-Mortem Privacy: Reconsidering The Privacy Interests Of The Deceased In A Digital World”, Cardozo Arts & Entertainment Law Journal, Vol. 32, No. 1, 2013, (101-147), s. 103.

[23] BGH, Urt. v. 20.3.1968, I ZR 44/66

[24] Kararın detaylı incelemesi için bkz. Çiğdem Mine Yılmaz, “Mephisto Kararı Çerçevesinde Postmortal Dönemde Kişilik Hakkının Korunması”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(41), (877-897);

[25] Lawrence Lessig, Code (and Other Laws of Cyberspace), New York, Basic Books, 1999, s. 23

[26] Bunun bir örneği, Facebook Hizmet Koşullarında yer almaktadır: “Anıtlaştırılması halinde hesabınızı yönetecek bir kişi (hesap vârisi olarak anılacaktır) belirleyebilirsiniz. Bu özelliği ayarlarınızda etkinleştirdiğiniz takdirde; hesabınız anıtlaştırıldıktan sonra, hesabınızdaki bilgilerin sınırlı olarak açıklanması sadece hesap vârisiniz tarafından ya da vefat ettiğinizde veya iş göremez duruma geldiğinizde içeriklerinizin o kişiye açıklanmasını istediğinizi açıkça beyan eden geçerli bir vasiyet veya benzer bir yasal belgede belirttiğiniz kişi tarafından talep edilebilir.” (https://tr-tr.facebook.com/terms.php)

[27] Edina Harbinja, Digital Death, Digital Assets and Post-Mortem Privacy, Edinburgh University Press, 2022, s. 204-205.

 

 

KAYNAKÇA

 

Bell, Gordon / Gray Jim: “Digital Immortality”, Technical Report MSR-TR-2000-101, Microsoft Research, October 2000

Edwards, Lilian / Harbinja Edina: „Protecting Post-Mortem Privacy: Reconsidering The Privacy Interests Of The Deceased In A Digital World”, Cardozo Arts & Entertainment Law Journal, Vol. 32, No. 1, 2013, (101-147)

Hamuľák, Ondrej / Kocharyan, Hovsep/ Kerikmäe, Tanel: "The Contemporary Issues Of Post-Mortem Personal Data Protection in the EU after GDPR Entering into Force", Czech Yearbook of Public and Private International Law, 2020, Vol. 11, (225-238), s. 230.

Harbinja, Edina: Digital Death, Digital Assets and Post-Mortem Privacy, Edinburgh University Press, 2022

Harbinja, Edina/ Edwards, Lilian / McVey Marisa: "Governing Ghostbots", Computer Law & Security Review Volume 48, April 2023

İleri, Çiğdem: “Dijital Miras - Alman Federal Mahkemesi’nin “Facebook” Kararı Üzerine Bir İnceleme”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Y. 2020 S. 146, (123 – 152)

İnce Akman, Nurten: “Mirasbırakanın Dijital Bilgilerinin Mirasçılara Geçişi (Dijital Tereke), INUHFD, Yıl 2018, Cilt: 9 Sayı: 2, (527 – 560)

Leipold, Dieter: Münchener Kommentar zum BGB, 9. Auflage, C.H. Beck, 2022

Lessig, Lawrence: Code (and Other Laws of Cyberspace), New York, Basic Books, 1999, s. 23

Sayın, Gizem: “13.11.2020 tarihli Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Dijital Miras Kavramı”, KHAS Hukuk Bülteni, 19.02.2021, (https://hukukbulteni.khas.edu.tr/bulten/33)

Serozan, Rona: “Değişen Toplumun Değişen Miras Hukuku, Prof. Dr. Hasan Erman’a Armağan, İstanbul, Der Yayınları, 2015, (783-792)

Yılmaz, Çiğdem Mine: “Mephisto Kararı Çerçevesinde Postmortal Dönemde Kişilik Hakkının Korunması”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(41), (877-897)

https://www.parlament.ch/de/ratsbetrieb/suche-curia-vista/geschaeft?AffairId=20220479

https://www.inside-it.ch/recht-auf-digitale-integritaet-soll-schweizer-grundrecht-werden-20221013

https://www.digitale-gesellschaft.ch/2023/04/27/das-recht-auf-digitale-unversehrtheit-in-die-verfassung-aufzunehmen-parlamentarischen-initiative/

                                                              

 

 

Paylaş